#BaşkaTürlüLezzetler
26 - 29 Ekim 2018
Ah şimdi Adana'da olmak vardı, önünde Adana kebabı, elinde acılı bir şalgam suyu...
Ne güzel yapıyorlar kebapları orada. Yoksa Antep mi deseydik. Unesco dünya mirası
listesine girmiş mutfak. Beyran çorbasını, Ali Nazik kebabını yiyip üstüne bir de
katmer yiyeceksin. Ama bir saniye, tatlı yiyeceksen Antakya'yı da es geçmemeli.
Kömürde yapılan künefenin tadını başka hiçbir şey tutamaz. Zaten mezelerinden
bahsetmiyorum bile. Şimdi hangisine gitmek lazım?
Diyorsanız #BaşkaTürlüLezzetler tam size göre. Çünkü bu lezzet başkentlerinin hepsini
içeren deneyim dolu bir program hazırladık. Rotanın detayları için sizi aşağıya alalım.
1. Gün: Adana, Antakya
İstanbul'dan sabah kalkan uçağımız yine sabah saatlerinde Adana'ya indikten sonra
#BaşkaTürlüLezzetler rotamız da başlamış olacak. Aman uçakta verilen sandviçlerden
yemeyin. Çünkü kahvaltımızı Adana'nın meşhur bol peynirli böreği ile İzol Börek'te
yapıp kahvaltıya çay kahve keyfi ile devam edeceğiz. Bu bir lezzet rotası ancak
içerisine gezilecek görülecek yerler de ekledik. Bu yüzden kahvaltı sonrası sırada
Adana şehir turumuz var. Saat Kulesi, Eski Adana Çarşısı, Taş Köprü ve Sabancı Camii
şehirde gezeceğimiz noktalardan. Şehir turu sonrası artık lezzetlere kaldığımız yerden
devam edebiliriz.
Adana denildiğinde akla ilk gelen lezzetlerden birisi de elbette ki şalgam. Şalgam
denildiğinde ise bu işin en eskilerinden Ali Göde öne çıkıyor. Ali Göde Şalgamlarının
üretim tesisini gezip, tahta fıçıda olgunlaştırılan enfes şalgamlardan tadım yapacağız.
Şalgam tadımının insanı acıktırdığını hatırlatalım. O zaman öğle yemeği için Adana'nın
en eski ve ünlülerin uğrak yeri olan meşhur salaş kebapçısı Kebapçı Mesut'a gitme
zamanı. Adana kebabının hası ile tanıştıktan sonra tatlı için kısa bir yürüyüş
mesafesindeki Gönül Kardeşler'e uğramadan olmaz. Bu küçük mekanda ayaküstü sıcak
taş kadayıfı, halka tatlı ve lokmanın tadına bakacağız. Önümüzde gideceğimiz çok
fazla mekan ve tadacağımız birçok lezzet var. Bu yüzden Adana'dan ayrılıp Antakya’ya
doğru yola çıkma vakti.
İskenderun sahilinde molamızı Akdeniz'e karşı kahvelerimizi yudumlayarak ve
martılara simit atarak değerlendirip Antakya'ya devam edeceğiz. Konaklamamız
Antakya merkezde bulunan yaklaşık 100 yıllık taş konak bir otel. Konak olarak
kullanıldığı dönemde Mehmet Akif Ersoy gibi birçok ünlüye ev sahipliği yapmış bu bina,
iç ve dış mimarisinin özellikleri korunarak otele çevrilmiş.
Akşam yemeğimiz hem midemize hem de kulaklarımıza hitap ediyor. Yemeğimizi fasıl
eşliğinde yiyeceğimiz Ala Restaurant, Halep ve Antakya mutfağının örneklerini
bulabileceğiniz seçkin bir mekan. Çok zengin menümüzde fettuş salatası, tereyağlı
humus, abugannuş, tebbule, cevizli biber, süzme yoğurt, kekik salatası, naneli köfte,
gelin kolu, sucuk roll, Şam oruğu, acılı aşşür, maklube gibi lezzetler ile tanışacağız.
Kapanışı elbette künefe ile yapıp geceyi geçirmek üzere otelimize hareket edeceğiz.
2. Gün: Antakya
Kahvaltı sonrası Samandağ’a doğru yola çıkıyoruz. İlk olarak Musa ağacının bulunduğu
Hıdırbey köyü var rotamızda.
Bir köye geldiğinizde gidilecek ilk nokta elbetteki köy meydanındaki kahvedir.
Kahvede çaylarımızı katıklı ekmek ve bol sohbet eşliğinde yudumladıktan sonra artık
köy yürüyüşü yapabiliriz. Bu yürüyüş sırasında köylülerin elleriyle yaptıkları nar ekşisi,
zeytinyağı, biber salçası, zeytin gibi ürünler karşımıza çıkacak. Bunun yanında
bahçelerden daha yeni yeni olgunlaşan portakal ve mandalinaları ağaçlardan
ellerimizle toplayıp yiyebiliriz.
Portakal bahçesinden ayrılıp Türkiye’nin tek Ermeni köyü ve Antakya'da ilk organik
tarımın yapıldığı yer olan Vakıflı köyüne hareket ediyoruz. Köy meydanında bulunan
kiliseyi ziyaret ettikten sonra kilisenin bahçesinde çeşitli meyve ve çiçeklerden
yapılmış Likör tadımı bizi bekliyor.
Antakya tarihi çok eskilere dayanıyor. 2300 yıllık Dor mabedi Antakya'daki antik
kalıntılardan yalnızca bir tanesi. Dor Mabedinde bir taraftan Çevlik plajı manzarası
izlerken bir taraftan da el yapımı şarap ve meyve suyu tadımı yapacağız. Buradan
ayrılıp Roma döneminden kalma Titus Tünellerine hareket ediyoruz.
Geçmişte su tüneli olarak kullanılan bu yol üzerinde yürüyüş yaptıktan sonra artık öğle
yemeği vaktimiz gelmiş olacak.
Öğle yemeğinde deniz ürünleri ve Çevlik mezeleri bekliyor bizi. Menümüzde
Samandağ’da yetiştirilen domates, biber, roka ve maydanozlardan yapılan mevsim
salatası, bol sarımsaklı patlıcan salata, el yapımı humus, zeytin salatası, karides
tabağı, kalamar tava, ızgara deniz levreği ve kireçte bekletilerek yapılan kabak tatlısı
var. Yemek sonrasında Samandağ’a adını veren St. Simon Manastırı'na çıkıp aynı
zamanda Simon tepesindeki rüzgar tribünlerini de görmeni imkanı bulacağız. Son
olarak Harbiye Şelalesini de görüp gündüz aktivitelerimizi de tamamlamış olacağız.
Akşam yemeğimiz için Antakya'nın en iyi restoranlarından biri olan Konak'a gidiyoruz.
Antakya mutfağı daha çok meze üzerine kurulu zengin bir mutfak. Zeytin salatası,
zahter salatası, humus, babagannuş, oruk, çiğ köfte, kağıt kebabı, tepsi kebabı bu
mutfağın en bilinen lezzetlerindendir. Ve elbette yemek sonunda künefesiz bir
Antakya mutfağı düşünülemez.
3. Gün: Antakya, Antep
Sabah kahvaltı için özel bir mekana, Karaksı'ya gidiyoruz. Kahvaltıda Antakya'ya özgü
katıklı ekmek, tuzlu yoğurt, sünme peynir, küflü çökelek, attün, tereyağı, bal ve
tandır ekmeği gibi lezzetler bizi bekliyor. Bu geleneksel kahvaltı sonrası Antakya
içerisinde bulunan dünyanın en büyük ikinci mozaik müzesi olan Antakya Arkeoloji
Müzesi var sırada. Dünyanın ilk mağara kilisesi olarak bilinen St. Pier Kilisesini ve
Anadolu’nun ilk camisi olan Habib-i Neccar camiini de gezip tarihi Uzun çarşıya
hareket ediyoruz. Kahvaltıda tadına baktığımız ürünlerden bu çarşıda bolca bulmak
mümkün. Baharatçılar çarşısına geçip Antakya’ya özgü birçok baharat ile tanıştıktan
sonraki duraklarımız kuyumcular çarşısı ve ayakkabıcılar çarşısı olacak.
Yemeklerin sadece tadına bakmak yerine yapılışını da merak ediyorsanız sıradaki
deneyim size göre. Çarşı içerisinde bulunan Vedat Milor'un da programında yer verdiği
ve çok beğendiği Pöç kasabında Antakya'ya özgü tepsi kebabı ve kağıt kebabının
yapılışını izleyerek öğrenip tariflerini de alacağız. Daha sonrada bu leziz kebapların
tadına bakmadan kasaptan çıkmıyoruz elbette. Yemek çıkışında yine özel bir lezzet
noktamız var, Çınar Altı. Burada ünü dünyaya yayılmış kömürde Antakya künefesinin
yine hem yapılışını öğrenip hem de tadına bakacağız. Künefe sonrası kahve ve çay
keyfi yapıp tekrar yürüyüşümüze kaldığımız yerden devam edeceğiz. Uzun çarşının her
bir sokağı farklı bir meslek grubuna ayrılmış durumda. yeme içmeden el işi ve ahşap
hatta iprek ürünlere kadar her şeyi bulabileceğiniz rengarenk bir merkez. Bu
geleneksel çarşıdan ayrılıp artık Antakya ile vedalaşma vakti. Çünkü sırada yeni bir
şehir bizi bekliyor.
Üç saatlik yolculuğun ardından Gaziantep’e varmış olacağız. Şehri tanımak adına önce
Antep şehir turu var programımızda. Gaziantep kalesini, otantik bakırcılar çarşısını ve
tarihi merkezi gördükten sonra otelimize yerleşebiliriz. Akşam yemeğimizi yine özel
bir mekanda deneyime dönüştürdük. Yöresel yemekleri büyük profesyonellikle sunan
Unesco'nun desteklediği Mutfak Sanatları Merkezi her hafta 500 farklı yöresel yemek
içinden seçtikleri farklı yemekleri menülerine koyuyor. Bu yüzden MSM'de ne
yiyeceğimiz sürpriz. Bir yandan yöresel yemekleri yerken bir yandan da bu yemeklerin
hikayelerini dinleyip tariflerini alacağız.
4. Gün: Antep
Antep'e kadar geldiğimize göre sabah kahvaltısını da Antepliler gibi yapmak şart. O
zaman hazır olun çünkü kahvaltıda beyran çorbası var. Beyran çorbası 10 saat süren
pişirimiyle Antep mutfağının baş tacı yemeklerinden.
Beyranı Metanet Lokantasında içtikten sonra katmer yemek için Zekeriya Usta bizi
bekler. Katmer ise her ne kadar tatlı olarak bilinse de Antep'te sabahları kahvaltıda
yanında sütle yenilen bir kahvaltılık aslında. Bu güçlü kahvaltının ardından yemeğe
biraz ara verip kendimizi müzelere teslim etme vakti.
Zeugma Antik Kenti'nden çıkartılan dünyaca ünlü mozaiklerin sergilendiği Zeugma
Müzesi var sırada. Müzede bu eşsiz mozaikleri izlerken yöre tarihi ve mitolojisi
hakkında da bilgi edinmiş olacağız. Müze sonrası yemek deneyimimize kaldığımız
yerden devam edebiliriz.
Öğle yemeğinde Antep Mutfağı'nın en meşhur kebaplarından tatmak üzere ünlü Halil
Usta'ya gidiyoruz. Tabii Antep'e gelip de baklava yemeden olmaz. Yemek sonrası
baklavamızı yine meşhur bir baklavacı olan Koçak'da yiyeceğiz. Ama önce baklava
konusunda ilk ağızdan bilgi aldıktan sonra.
Turumuzun baklavanın başkentinde sonlanmasını özellikle istedik. Bu sayede eve
baklava götürmek isteyenler baklavalar tazeliğini kaybetmeden götürebilirler. Baklava
sonrası beklenti içine giren midelerimizi meşhur Tahmis Kahvesinde mutlu edeceğiz.
Ardından meşhur Antep çarşısında serbest zamanımız olacak. Bu vakti Elmacı
Pazarında değerlendirmeyi tavsiye ederiz. Tabi tadıma devam etmek isteyenler ile
nohut dürüm de tadabiliriz.
Serbest zamanın ardından akşam yemeği için toplanıp, Antep mutfağının meşhur
lahmacununu ödüllü restoran Üçler'de yiyerek bu son yemekle lezzet başkentlerine
veda edeceğiz. Havaalanı yolunda ellerimizde sodalar, aklımızda tek soru; 4 günün
sonunda acaba hangi yemek en lezzetlisiydi?
‘’Tam anlamadım, özetleyebilir misiniz programı?’’
‘’Hmm..Peki ya uçuşlar?’’
‘’Bu durumda rota nasıl olacak?’’
Biliyorsunuz Ekim ayında Atatürk havalimanı taşınacak bu yüzden Sabiha Gökçen
havalimanı uçuşlarını tercih ettik. İstanbul'dan Türk Hava Yolları markası olan Anadolu
Jet ile Adana'ya uçacağız ve #BaşkaTürlüLezzetler maceramızın başlangıç noktası
burası olacak. Adana'ya indikten sonra aracımız bizi karşılayacak ve bu noktadan sonra
özel aracımız ile ulaşımı sağlayacağız. Dönüş uçuşumuz ise Gaziantep'ten.
‘’Otellerimiz nasıl ? Öyle kötü otellerde kalmayacağız değil mi ?’’
Bizim için konaklama bir deneyim. Bu yüzden kalacağımız yerleri özenle seçiyoruz.
Özel ve butik otelleri tercih ediyoruz. Aşağıda isimlerini verdiğimiz otellerin
booking.com puanlarını ve fotoğraflarını detaylı inceleyebilirsiniz.
‘’Yemekleri ne yapacağız?’’
‘’Bu seyahatte neden Başka Türlü Macera’yı tercih etmeliyim?’’
‘’Bu seyahat öncesi ne tür hazırlıklar yapmalıyız ?’’
‘’Ücret ne kadar? Her şey dahil diyorsunuz ama bu ne anlama geliyor?’’
‘’Nasıl ödeyebilirim? Nakit ya da kredi kartı?’’
‘’Ödeme yaptım ve seyahate katılamadım? Bu durumda ne olacak?’’
İptal ve İadeler konusunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın Paket Tur Sözleşmeleri
Yönetmeliği'ne bağlı bir şekilde hazırlanan Satış Sözleşmesine uymakla yükümlüyüz.
Bize yazılı olarak bildirmek kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilirsiniz.
1. Seyahatin başlamasından en az 30 gün önce yapılan iptal bildirimlerinde, ödenmesi
zorunlu vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar hariç olmak
üzere, herhangi bir kesinti yapılmaksızın ödemiş olduğunuz bedeli size 14 gün
içerisinde iade ediyoruz.
2. Seyahatin başlangıcına 30 günden az kalan iptal taleplerini maalesef kabul
edemiyoruz. Böyle bir durumda tur bedelinin tamamını sizden alıyoruz ancak elinizde
olmayan sebeplerden (bunlara mücbir sebepler deniliyor) dolayı seyahati iptal etmek
durumunda kaldıysanız, yapmış olduğunuz ödemenin iadesi için adınıza yaptırdığımız
Güvence Paketi'ne başvurup sigorta aracılığıyla iade başvurusunda bulunabilirsiniz.
Sigorta şirketi başvurunuzu inceleyecek ve size bu konuda geri dönüş yapacaktır.
Size göndereceğimiz satış sözleşmesinde bu konular hakkında daha detaylı bilgiye
ulaşabilirsiniz.
‘’Nasıl kayıt olabilirim?’’
Aşağıdaki linkten bilgilerinizi girip kayıt olabilirsiniz. Kayıt olduktan sonra sizinle
iletişime geçeceğiz.
https://baskaturlumacera.com/kaydol
Soruların ve diğer satın alma seçenekleri için bizimle iletişime geçebilirsin.
Telefon : 0212 251 9447
WhatsApp : 0533 264 3489